Yılbaşıda Yılbaşıymış ha



İlk planımın iptal olmasından sonra - yada benim öyle sanmamdan sonra- Seli`nin bize gel teklifini kabul edip sıkıcı geçmesini planladığım geceye, orada izlemek için dizi arşivimi genişleterek hazırlanırken, yılbaşı gecesi sınıftan arkadaşlarımın yanlarında olmayacağımdan ötürü olduğunu düşündüğüm "atarlanma" canımı bir hayli sıkmaktaydı gece başlamadan.(Bir şeyi bilmeleri lazım ki 1 ay önceden planlanmış yılbaşı gecesi iptal olmasaydı ben yine onlarla takılmayacaktım.)

Tanesine 20 lira verdiğim iğrenç kavunun acısının ardından 1 saat 10 dakikalık otobüs yolculuğuyla Selilere ulaşabilmiştik. Mutfakta oyalanırken önümüzdeki yaklaşık 24 saati geçireceğim tayfa teşrif etmişti. İçlerinden birini ilk defa diğer ikisini ise ikinci defa görmemden ötürü sıkılacağımı düşünsemde gayet kafa çocuklar çıkmalarının ardından gecenin ilerleyen saatlerinde omuz omuza girerek kasap havası oynayacaktık.

3 saat aynı sokaklarda arabayla turlayıp, Seli`nin kuzeninin anaannesi ve dedesiyle oturup Esra Erol izledikten sonra tekrar başladığımız noktaya dönmüştüm. Komikli videolar izlediğimiz sırada kadro tamamlanmış ve yine ilk defa gördüğüm 2 kişi daha aramıza katılmıştı. Yemeklerin yendiği sırada ilk fondipler yapılıp bir turda apaçi dansı oynadıktan sonra herkes bir yerlere dağıldı. İnternetinde kopmasıyla grubun arasındaki iletişim iyice azalsada Özgeyle ben dışarı vurmasakta oldukça eğleniyorduk. 23.00-00.00 arasında kimsenin ne yaptığını bilmediği sıralarda bile. Sanırsam yılbaşına Özgeyle Katy Perry`nin göğüslerine bakarak girdik. Topluca 2011 yılına girmemiz ise 00.05 sıralarında Adriana Lima geçerken oldu. Geç oldu ama güç olmadı. İlerleyen saatler yine Özgeyle muhabbet ederek eğlenceli geçti.(Not: Özge`den ismini kullanmak konusunda izin aldığım için oldukça rahatım, umarım hatırlıyodur). Sıkılacağımı düşündüğüm gün, best day ever katagorisine hızlı bir giriş yaptı.

Saat 03.00 sıralarında yerde uyuyup, saat 10 sularında kahvaltı yapıp az dolandıktan sonra otobüs yolculuğuna hazırdık. Menderesteki metro durağını bilmediğimden ötürü atılıp; sizi bırakır öyle yürüyerek dönerim diyerek güç gösterisi yapsamda sonradan farkettimki yürümem gereken yol 5-6km. Sonrası daha kötü; metro duraklarını bilmediğim için mala bağlayıp etrafa saf saf bakarken, inmeyi planladığım yere geldiğimizi geç farkedip, Özge ve Mineye görüşürüz diyemeden metrodan atlamak zorunda kaldım. Sizin nezninizde kendilerine iyi dileklerimi iletiyorum.

This entry was posted by Sleepandbeer. Bookmark the permalink.