Yasemin Devriminin demokrasiyle yakından uzaktan alakası yok



İşsiz birinin kendini yakmasıyla başlayan sözde devrim,  giderek etkisini yitirmeye, haber kanalları için değerini kaybetmeye başladı yavaş yavaş. Domino etkisi yapması gerekirken, Batılı devletlerin elinde koza dönüştü; diğer dikta yönetimlere göz dağı verebilmeleri için.

Sınırları cetvelle belirlenmiş Orta Doğu da demokrasi rüzgarları estirilmeye çalışılsada Yasemin Devrimi adıyla, demokrasi kelimesinin çöl kumlarına karıştığı memleketlerde gerçekleştirilmesi en zor şeylerden birine kalkışıltı belkide Tunus halkı. Daha doğrusunu söylemek gerekirse; kalkışmış gibi gösterildiler. 163 sandalyeli parlementoda mualefet parti milletvekillerinin oturması için sadece 21 sandalyenin olduğu ülkeden çıkması beklenen son kelimenin demokrasi olmasını düşünürken, olayların gittiği yolun tahmin edilebilir sonu benimle aynı görüşte.


Zeynelabidin Bin Ali ve zengin akrabalırının evlerini yağmalayan devrimci alt sınıfın ellerinde yeşil bayraklarla salladıkları Kuran`lar, Tunus halkının Klistenes yerine Hümeyni`yi tercih ettiklerinin göstergesi gibi. Devrimin rengini yeşile kaydıran Tunus`un seyrek bıyıklı liderlerinden Raşid Gannuşi; benim görüşlerim Hümeyni`den çok, Türkiye`de ki AKP saflarında dese. Demokrasi çığlıklarıyla başlayan yolculuk, yeşilimsi diktayla sonlana bilir.