Anne ben paranoyak oldum
Edebiyat derslerimize giren Celal Fedai`nin (adam boru değil ondan ismini verdim) hıyar yetiştirimiyle ilgili anlattığı anektottan sonra anne ben paranoyak oldum. Menderes/İzmir`de hıyar yetiştirmek isteyen nevi şahsına münasır bir çiftçimiz Mendereste şübesi bulunan tohum şirketine siparişi verir, şube siparişi Antalya`ya iletir, merkez şube tohumu İsrail`den satın alır. Alınan tohumlar ekiminden belli bir süre geçtikten sonra serada "çatur,çutur" büyürken rahatlıkla "dinlenebilir".
Kafam çevresinde çakan bir şimşekle daha önce önemsemediğim bir sürü şey hatrıma geldi. Patates tohumlarının adları; AGRİA - MARFONA - MARABEL - LATONA - KONSUL - AGATA - COSMOS - WANGOGH - FABULO - PROVANTE - LADY OLİMPİA - SYKLON - HERMES. (Birkaçının küçük veyahut büyük ünlü uyumuna uymasından başka Türkçeyle bir benzerlikleri yok.) Yerli üretici tarafından tercih edilen buğday tohumları; BEZOSTAJA,LANCER.
Adını telaffuz edemedikleri patates tohumlarını yıllardır kullanan Nevşehir ve Niğde yöresi çiftçisi (bknz: dayımlar, amcamlar) geçtiğimiz yıldan itibaren topraklarında patates ekimine izin verilmediği için başka bitkileri yetiştirmeye koyuldu. Neden bu tohumları kullanıyorsunuz sorusuna cevapları ise; kem,küm gak ve guktu. Bundan 5 yıl önce; bu hıyar tohumlarını kullanırsak toprağımız ölür diyen Menderes çiftçisinin toprağı geçtiğimiz yıl öldü. Tırları geri dönen domates üreticisinin domatesleri duvarlardan sekerken, Rus Devlet birimleri ithal yasağının nedenini ilaç kalıntısı olarak gösterse de, Rus kamuoyu "başka" şeylere yoğunlaşmıştı. Domatesin 20 Krş olduğu sıralarda Prens Charles ise, İntepe`den her ay satın aldığı domatesleri afiyetle yemekteydi.
KKTC`ye götürmek üzere hormonsuz domates arayan Tarım Bakanlığı yetkilileri ise durumdan gayet memnun görünüyordu o sıralarda. Çiftçim ise; Ağrı`nın adını hatırlayamadığım bir köyünde kendi girişimiyle buğday gibi yörede yetişen tarım ürünlerinin yerli tohumlarına ulaşmış, atıl durumdaki kerpiç bir evde depolayıp kullanmaya başlamıştı. Yine o yıllarda Kayseri`de bulunan resmi bir kuruluşun yerli tohum üretmek için çalışmalara başladığını duysakta devamını getiren haberleri okuyamamıştık.
Topraklar ölüp, yerli tohumların yok olduğu, kusursuz daire biçiminde mandalinalar yediğimiz bu sonbahar aylarında Mehdi EKER; İsrail tohumları kullanmıyoruz diyerek, pazarın gazını almaya çalıştı.Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği bir ay önce İsrail tohumlarının pazar payı %5 diyerek traji komik açıklamalar yaptı. Bir dizi seyrek bıyıklının yaptığı açıklamalar ise olan oldu kes bir domates dedirtmekten öteye geçemedi.
Onca tohum haberi okuduktan sonra ise elimde duran kusursuz mandalina ve dolapta büyümeye devam eden hıyarları satın alırken aklımdan geçenler paranoyak etti anne beni.
Sahi biz neden mandalina koymuyoruz artık yemeklere ;)