Bugünlerde kafamda sürekli dönen kelimeler kurtulamıyorum.Sokakta gördüğüm her yüzü birine benzetiyorum.Yol çalışması yapan işçi , onun üstüne doğru sofrayı çırpan buruşmuş teyze , dolmuşta hapşıran memur olduğu belli amca , sınıfa yeni gelen kız , matbaada çalışan abi , her gördüğüm yüz tanıdık.Nasil birşeydir anlamadım.Ama çok aptalca olduğu kesin.Bide heryerde Beste nin yüzü var.Yolda karşıma çıkan her kızı Besteye benzetiyorum.Yeteneksizsiniz de oynayan kızda Besteye benziyodu , geçen dolmuştan inen o sarışın kızda.Rüyalarıma bile giriyo artık.Takip etmeyi bırakmalı mıyım Besteyi facebooktan.Kızın takipçiler listesinde 2. sıradayım , zorlanmadan 1. olacağımada inanmaktayım.Belki yaşamak istediğim hayatı , yaşadığı için takip ediyorum Besteyi - tam deathmetal tarzı , ama o kırmızı beyaz çocuk arabası hariç - .Sanırım sırf bu yüzden takip ediyorum.Tabi çok güzel olması ayrı bi takip konusu - abazalıkla alakası yok -.Garip bi his var içimde ne karşı gelebiliyorum nede isim verebiliyorum.(Bu yazıyı Besteye gönderesim var , umarım beni silmez bende takip etmeye devam ederim)
Herneyse yavaştan deliriyorum galiba.Yavaş yavaş olması kötü , biranda olsada kurtulsam bu sahte dünyadan, okuldan , evden, elektirikleri kesen TEDAŞtan , hürriyet.com daki haberlerden , sürekli sorun çıkartan bilgisayarımdan , yarınki dershane sınavından , yağmurda ıslanmaktan , hocaların saçlarını kestir serzenişlerinden , Babamın sınavına hazırlanmalısın nutkundan.Daha yazmaya üşendiğim çoğu şeyden.
Bu kadar uzun listeden kurtulmanın tek yolu , tanıdık yüzlerden kurtulmak sanırsam.Besteden kurtulmasamda olur , ama diğerleri peşimi bıraksın.Bi bağırsam kaçar mı hepsi ? Saat 00:43 sanırsam kaçmaz , hatta beni kovalarlar.O zaman en iyisi susup oturmak her zamanki gibi.Koyun olmaya devam yani.
Archive for Şubat 2010
YA BSG
Felsefe dersinde hoca asimilasyonu anlatıyo.Tanımı yaptı örnek verecek.İlk olarak 80lerde Kürtlere yapılanları söyledi.Sınıfta bi kaç yobaz çıktı " Olurmu öyle şey ne yapmışızki " neyse uzun sürmedi.Hoca " Alevi köylerine cami yapmakta asimilasyondur " deyince , herkez bişey söylüyor - ne söylediklerini yazmak bile istemiyorum - .Tenefüs oldu aynı konu devam ediyor.Birine sordum ;
-mEta :Yapacak başka yer mi yok ?
-Sınıftan Biri :Belediyeler yer göstermiyo şehirlerde , Diyanette orası boş git oraya yap diyo , parası olan da yaptırıyo.
-m:Ermeni köyüne cami yapılmazken , niye Alevi köyü ?
-S:Parası olan yaptırmış bizene ya.
-m:Niye orası ?
-S: Aynı şeyleri sorup duruyosun , parası varmış adama orayı göstermişler oraya yaptırmış.
-m:Adamlar orayı kullanmazken niye o köyler ?
-S: Yine aynı soru ?
Ya bi siktir git.Adam gibi cevap versen tekrar sormayız değil mi ? Nasil bir savunmadır bu ?
Parası varmış oraya yaptırmış.Hassiktir.
Hello teacher tell me what's my lesson ?
My name is Earl'ü izliyorum
2. sezon son bölüm Earl hapishaneye giriyor
The Animals'ın House of the Rising Sun'ı çalmaya başlıyor
Ve Earl diyor ki;
"Elimden her şey alınsın diye yetişkin olmuştum"
Bir an diziden koptum ve düşünmeye başladım -her zamanki gibi-
Biz geleceğin yetişkinlerini düşündüm yine
Kimimiz şarkıdaki gibi bir terzinin çocuğu kimimiz memur çocuğu vs.
Şu an elimizdeki en değerli şeyin bilgi olduğunu düşünüyorum
Bilinçli olmanın ne kadar öenli olduğunu,
Değişimin de bilinç ile geleceğini...
Ama bilginin de para ile alındığını düşününce en değerli şeyin
para olduğu sonucuna varıyorum
Hoş , kapitalizm küfürlerle kaybolacak olsaydı :)
Oysaki bir kaç saat önce sırtımı sıcak kalorifere yaslamış dizimi
izlerken o kadar mutluydum ki...
Şimdi ise yine nefret yine öfke.
Bu aralar köşe yazarları da hep bundan bahsediyor.
Gülmeyi, dalga geçmeyi severim diye başlamış ve bir 'ama' ile
sıkıntıları dile getirmiş.
Onlar her ama dediğinde katsayısı ölçülemiyecek şekilde
geriliyor sinirlerim...
Bu kez çoğu yazar ama'dan sonra Medine'den bahsediyordu.
Benzerlerine tanık olduğumuz bir öykü.
Benim yaşımda bu kız ve yurt dışında bile başlık olacak bir nedenle;
erkeklerle konuştu diye yaşama hakkı elinden alınıyor.
Mezarı kümes oluyor ve komşular sorduğunda 'evden kaçtı' deniliyor.
Keşke kaçsaydı demek geliyor içimden ama bu vahşi dünyada
olabiliteleri düşünmek o kadar da zor değil .
Bir arkadaşımın söyledikleri aklıma geliyor;
" Biz büyüyoruz ve dünya kirleniyor! "
Felesefe dersinde bile hepbirlikte 'herkes kendisini öldürsün
diyerek anlaşıp tartışmalarımızı bitiriyoruz.
Belki bu da bir çözüm
ama benim çözümüm tabiki de bu değil -ve kimsenin olmamalı !-
Yine de okumak olduğunu düşünüyorum
Bilgilerin bizi bir yere götüreceğini.
Büyürken kirletmenin yanında temizlenmesiyle de uğraşmak,
Yetişkin olunca her şeyin elimden alınmasını değil de
ellerinden almak için
Umut belki de böyle düşünmemi sağlayan.
(19.02.2010)
Yazımın başlığı da Gary Jules'un Mad World adlı şarkısından ...
Metallica Demir-Doğrama
Trash metal`in krallarının İstanbul`a tekrar geldiği günler o zaman küçüğüm metal dinlemeye çalışıyorum - hala öyle - , haliyle Metallica`ya tapıyorum.İlahlarından birkaç yüz kilometre uzakta olduğunu bilmek enteresan küfürler etmene sebep olsada , elden birşey gelmiyor , zorla köye götürülmemi engelleyemiyorum – Niğde merkeze bağlı bir köy - .Aile büyüklerinin bir arada olduğu bir yerde , nasıl oldu bilmiyorum biri Show TV açılmış , konserden sonraki gün öğle haberleri . Ali Sami Yen`nin giriş kapısındaki izdiham , James Hetfield , Master Of Puppets hızlı hızlı geçiyor. Haber bilgi vermek amaçlı olsada odadakiler işi ciddiye alıyor garip konuşmalar başlıyor ;
Aileden biri-Bunlar niye birbirlerini eziyorlar , bedava birşey mi dağıtılıyor ?
mEta – Konser varmış.
A-Bir konser için mi bunlar
M-Metallica bunlar çok ünlü.
A-Konser bedava mıymış?
M ( İçinden )- BSG ya...
-Bunların hepsi niye siyah giyinmiş?
-Şaçları niye uzun?
-Satanist mi bunlar?
-Şarkı söyleyen sarışın adam kaç yaşında ?
-Davulcunun tipi ne öyle?...
Kendi içlerinde şakalar , alaylar , kahkalar , yer yer bana doğru yapılan el şakaları.Bir ara “ Hiç mi Neşet Ertaş konserine gitmek istemediniz " demek istemişim anlaşılmamış.Keşke ogün onlara bu dünlediğim müziğin ne olduğunu , ne anlattığını , nasil bir “ kültür “ olduğunu anlatabilseydim.Belki babam metaliciyim dediğimde bana denir-doğramacı gözüyle bakmazdı.Belkide Befrocklar için dershanemi rahat rahat kırar , Tanju Abiyle – Uçk Grin solisti -karşılıklı doyasıyla kafa sallardık yada Behemoth konseri için simit yemeye mahkum kalmaz , bir elektro gitar içib 4-5 ay o site benim bu site senin editörlük yapmazdım.
Peki bana verilen bu ceza niye? Serdar O***aç dinlemediğim için mi yada Hande Y***r`in elektronik müziğini beğenmediğim için , yoksa Teoman`nın hangi barda sarhoş olduğunu Tvden öğrenmediğim için mi bütün bunlar.Yani büyün sorun popüler kültür çocuğu olamadığım için mi ? El şakaları , kahkalar ,yadırganmalarda onun için öyleyse.
“ Gel sen başka bişey dinle “ gibi çok söz duydum.T-shirtümdeki Amon Amarth elemanlarına gay diyen bile oldu . Bazı zamanlar ise benim metalci olmam ortamdaki tek sorun oldu. Kimse dershaneye verdiği paraları , bankaların kendilerini sömürmelerini , Dünyadaki milyonlarca aç insanı , kutsal kitaplarındaki çelişkileri , kendilerini yöneten beyinsiz siyasetçileri düşünmeden beni konuştular.Tüm bunlar olurken Milenyuma çoktan girmiştik.Bilgisayar çağındaydık ama insanların beyinleri 1400 yıl öncede kalmıştı . Garip!
Bizim halkımız böyle düşünmeye devam ettiği sürece , ülkemizde ne yeni Pentagramlar orataya çıkar ne e-sport gelişir ( 2 Yıldır Türkiyenin en iyi Takımlarından birine destek arıyorum müzdaribim ) ne bir tenis yıldımız olur , ne Okan Bayülgene deli diyenlerin sayısı azalır , nede Wacken gibi bir organizasyon düzenlenir.Yedisi sahtekarlık , üçü tecavüz , ondördü de uyuşturucu ile ilgili hükümlerden mahkemelerce şuçlu bulunmuş milletvekillerinin bulunduğu bir ülkedende ben birşey beklemem zaten.
Kahrolası Okul , Onunda Kahrolası İlk Günü
O kadar tatilden sonra ilk gün uyanmak baya zor oldu.Neyseki alarm sesim uyanmaya yardımcı oluyo.Her sikik günün başlangıcında olduğu gibi hava yine kapalı yağmur yapıyor felan.Birşeyler atıştırıyorum meyvesuyu , okul sabahının en sevdiğim kısmı bilgisayarımın tuşuna basıyorum 10 dakikalık sürede haber siteleri , Google Reader , Gmail hepsini gözden geçiriyorum.Sonra bir mesaj çıktım geliyom.Arkadaşla buluşuyoruz , durağa doğru pek muhabbet etmeden gidiyoruz.Benim aklımda killer rifler çalıp duruyor.Dolmuşun buğulu camına kafamı koyuyorum 9 km yol.Dolmuşa binmesinide inmesinide sevmem.Buğulu camdan fabrikalar , işe yetişmeye çalışan insanlar , otobüsler arabalar hızla geçiyor.Arada bir dolmuşun içine bakıyorum.Beni yicekmiş gibi bakan yaşlı gözler , sanırım kalkmamı istiyolar.Kalkmam kaldıramazlar saat 4te uyumuşum 3 saat uyku ayakta zor duruyorum.Dolmuşun içindede adını koyamadığım bir çiçek aramoları sabun kokuyor belki şampuandır.Gözler hala üzerimde.İniyoruz herkez sınıfına girmiş yine geç kalmışız.
Sınıfta yerime oturuyorum uyumak istiyorum delicesine.Ne mümkün ders İnkilap Tarihi , hoca girişi yapıyor , İnkilap nedir.Umrum da mı ? değil sanırsam.Aklıma gelmişken anlamınada bakıyım.İnkılap ya da reform, toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik ve iyileştirmelerdir.Neyse bişey daha öğrenmiş olduk geçte olsa.Dersin sonlarına doğru Amerikan emparyalizmi felan geçiyor bişeyler söylüyorum.Bir ara hoca konuşmama izin vermiyor Annan planı ile ilgili cümlem içimde kalıyor.Onuda şimdi söylüyüm ; plana hayor diyen Rumlar Avrupa birliğinde , bizim yavrular hala taviz veriyor.
Tenefüste birkaç şaka yapıyorum.Muhabbet ederken mutluyum , geri kalan zamanlarda okulda olduğum için sövüyorum.Sınıfa yeni biri gelmiş.Bir yerden tanıcam ama neyse ilerleyen günlerde tanırsam yazarım buraya.İlk izlenim iyi bi kız sigara içmese tam olacak.
Ders dil anlatım.Yeni hoca gelmiş ilk sınıfa girdiğinde içimden sıçtık üstüne bide Din anlatım hoca dedim.Neyseki muhabbet öyle devam etmedi.Dış görünüşü hep aynı işte ; siyah takım elbise , beyaz gömlek , kravatın üstünde garip şekiller var, kravatta siyah , saçları ağarmış.Muhabbete iyi giriyo arada şakalar felan , edebiyat öğretmeni sonuçta açık görüşlü çok kitap okduğundan.Fikirleri çok çıkıntı değil - en azından eskisi gibi flash belleğinde Feto Amca dosyalarıyla dolaşmıyordur- sanırsam iyi anlaşacağız.
Ah işte okulun en sevdiğim zamanı 40 dakikalık yemek arası.Temizliğinden şüphe ettiğim bir pastahaneden bişeyler alıyorum yarısını yiyemiyorum tatlı kesiyo.Emre Canla değişiyoruz.bir yerde oturacağız kızlar sigara içecek , o sıradada polis okul üniformasıyla sigara içen birini görürse yakalıyomuş muhabbeti dönüyo.Neyse bir evin önünde zaman gazetlerinin üstünde oturuyoruz.Oturduğumuz evin kapısındada Kuran`ın Işığında adlı bir konferansa davet var.Binanın rengi sarı yoksa koşarak uzaklaşırım.Yeni gelen kız da yanımızda muhabbet ediyoruz evin önünde.Aniden kızmakla , merhamet etmek arasında kalmış bir ses geliyor." Naber gençler " oda nesi elinde gazetesi bir polis.Günün ikinci sıçtık lafı içimden geçiyor.Neyseki evine girmekte olan bir amcaymış.
Zil çalacak az kaldı yine kahrolası okul.İlk gün olduğundna ders işlenmiyor.İngilizce dersinde yine bir ortam 8-9 kişi muhabbet gırla bende arada bişey söylüyorum.Tamam arada değil çoğunlukla.Uykum gittikçe artıyor.Killer rifler ve küfürler zihnimden çıkmıyor.
Coğrafya dersine müdür giriyor.GEç geliyo bişi anlatmıyo felan derken o ara uyuyorum.Kaklıyorum zilin çalmasına 40 dakika var.Birşekilde geçiyor.
Neyseki evimdeyim Firefox`un simgesine tıklamaktan daha zevkli bişey olamaz - tabi tartışılır-.Pantera albümü açıyorum arkasından Slayer - kafam doluyken bunlar gidiyo- derken şu an mutluyum ama hava soğuk havaya küfrediyorum.....
Peki Ya o Telefon
Geçen gün mesliste yaşanan rezilliği görmeyeniniz yoktur.Ben pek fazla şaşırmadım gerçi kavga edenlerin siciline bakarsak ;
3 kişi tecavüzden yatmış
29 kişi eşine karşı şiddet kullanmakla suçlanmış
7 kişi sahtekarlık suçundan tutuklanmış
19 kişi karşılıksız çek yazmaktan suçlu
117 kişi doğrudan veya dolaylı olarak en AZ iki işinde iflas etmiş.
84 kişi geçen yıl içinde sarhoş araba kullanmaktan tutuklandı.
74 kişi kötü kredi geçmişi sebebiyle kredi kartı alamıyor.
14 kişi uyuşturucu ile ilgili suçlardan tutuklanmış.
8 kişi mağazada hırsızlık yaptığı için tutuklanmış.
21 kişi halen bir davada sanık olarak yargılanıyor.
Mecliste bulunanların karnesi böyleyken Aa ne kadar ayıp ! demek biraz şaçma olurdu heralde.Bu olayların arasında benim gözüme birşey çarptı.MHP milletvekili Osman Durmuşun elindeki cep telefonu.Milletin vekilinin Çin malı kaçak bi telefon kullanmıyacağını düşünürsek , o cep telefonu iyi bir marka tabi fiyatıda iyi.O tip telefonların fiyatına bakıcak olursak bir askeri maaşın yarısı belki 2 katı.Peki her 6 ayda bir kendi maaşlarına zam yapmak için elini kaldıranlar arasında Osman Durmuş var mı ? Varsa o eli yukardayken cebindeki cep telefonu aklına gelmiyor mu?
Bu adamların kendi işleri güçleri ver diyenler olabilir.Kendi işi olmasına rağmen maaşına zam istiyorsa o daha vahim.
Hediye gelmiş olsa.Altında başka birşey ararım bu ekonomik krizde hediye gelsin.
En iyisi o telefonu çecuğu doğum gününde babasına hediye etmiş olsun.Belki böyle aklımdaki düşüncülerden kurtulabilirim