Yola çıkma heyecanı



"Tanrı`nın hayatı bu kadar acıklı kılarken ne planladığını düşüyor"um bir süredir, aklımın bir  ucunda "bazen bir insan 'Çok mutluyum' diyemeyecek kadar çok acı çekmiş olabilir" sözü. Kulaklarımda kamyon sesiyle yollara düşme fikri ne heyecan verici!

Jack Kerouac`ın Yolda`sını daha yeni okuduğumu üzülerek itiraf etsem de herkes de yarattığı etkiyi bende de yarattığını gururla söyleyebiliyorum. Bir süredir yetim bıraktığım fikirlerime babalık yapmaya devam etmemi bile sağladı diyebilirim. Pek tabiki Gökhan`ı atlamamam lazım. İçinden böyle aktivist birinin çıkacağını hiç beklemediğim biri daha dedim son buluşmamızdan sonra. Uzun uzun herşeyden konuştuk sanırsam; Dr. Stranglove, Otomatik Portakal, Ahl-i İmran, Kubrick, Alparslan Türkeş... Aklımdan bu kadar çok şey geçerken konuşamam genellikle, zaman zaman kekelediğimde olur ama böyle Kubrickten falan bahsederken iyice kendimden geçiyorum. Sanırım Gökhan`a birşeyler anlatırken çoğu zaman saçmaladım neyse anlamıştır beni.

1 Eylül`de yol haritası çizmeden ve nereye gideceğimi hiç düşünmeden yola çıkmak istiyorum, yoldaşım Kerouac ile. Her şehir de bir birinden manyak arkadaşlarım olmasını çok istesem de bu saçma sapan ülkede manyak birilerini bulmanın o kadarda zor olmadığından adım gibi eminim.

"Yabana Doğru Yolculuk", bedenimden yayılan ter kokuları, kamyon soförlerinin yan koltukları, kıvrımlı beller... 1 Eylül sabahı İzmirden Eskişehire giden her yol üzerine de bulabilirsiniz beni kısacası. Kavşaklarda bar olması fikriyle yola koyulduğum küçük maceramda.

This entry was posted by Sleepandbeer. Bookmark the permalink.

One thought on “Yola çıkma heyecanı”