Halam Serisi v0.3




Dülülülülülüülü (bilmediğim bi numara arar)

mEta: Alo!
Bilmediğim numaradaki ses:Alo! Nasılsın?
mEta: İyiyimde tanıyamadım.
Halam: Naciye halan ben nasılsın?
m: İyi hala sen nasılsın

(buraya bilimum dersler nasıl gibi sorular eklenir)

H: Facebooktan ekledim seni kabul ettin mi?
m: Gelmedi bana bişey ama gelirse kabul ederim hala
H: Hadi görüşürüz

Kahve fincanının içindeki yazıyı gördükten sonra zaten gayet mutlu bir çocuktum halamda böyle yapınca kahkahalar attım. Sevgiler efenim.

Buda böyle bi anımdı




09.05.11 Pazartesi - Bir önceki gün gayet sakin ve nezih bir ortamda ders çalışırken yan masada kattle`ın yanında gri bir cisim dikkatimi çekti: üzerinde ejderhayı andıran Selçuklu motifleri olan yüzük. Geçtiğimiz 1 haftada yanımdaki iki arkadaşın aynı yüzüğü takmasının getirdiği istek ve hışımla yüzüğü gayet rahat sol el yüzük parmağıma taktım. Artık bende onların arasına girebilirdim, mutluydum. Mutluluktan yüzüğü bir ileri bir geri oynatırken çocuk acısı kıvamında bir şey farkettim; yüzük yerinden çıkmıyor. Durumu gayet sakin karşılayıp yavaşça sabun bulabileceğim bir yere gidip gayretle mereti yeriden çıkarmayı denesem de olmadı. üzüğü çıkarma çalışmalarıma ara verip 05.00 sularında devam ettim, daha sonra 07.00`de devamında 08.00`de, yine olmadı. Bunu bu denli önemsememin nedeni 9 Mayıs günü yani yüzüğü çıkarmaya çalıştığım gün İzmir Liselerarası Bilgi Yarışması Yarı Final`in yarışacak olmamdı. Milli eğitim standartlarında gitmem gereksede; saç, sakal ve yüzük gayet ofsayttı.

Usturuplu şekilde giyinip okulda yarışma saatini bekleyip, edebiyat öğretmenimizin arabasında salona ulaşabildik. Çeyrek finalden tecrübem olması dolayısıyla kameralara aşikardım gayt rahat çekimlerin başlamasını beklediğimiz sırada; bizim okuldan elemanların arkasında oturan TAKEV`li birkız dikkatimi çekti. Sanırsam bende onun dikkatini çekmişim(sonradan öğrendiğim kadarıyla). Hoş bir kız olmasının getirdiği heyecanla yarışmacı arkadaşlardan birine dönüp;

- mEta: Şu kız bana mı bakıyo lan?
-E: Hangi kız lan!
-m: Şurdaki keli(İzmir milli eğitim müdürü) görüyon mu
-E: Evet
-m:Onun arkasında Erkan oturuyo tam onun arkasında
-E: Yok olum orda kız falan

Yarışma boyunca sadece o kızdan bahsettiğimiz sıralarda politikacı taktiği uygulayıp ağzımı elimle kapamıştım. Ben ağzımı elimle kapayıp, E`ye kızın yerini tarif ederken kızda hissediyor muydu bilemiyorum öne eğilmek suretiyle Erkan`nın arkasına saklanıp görünmez olmayı başarabiliyordu. Bunlar yaşandıktan sonra yarışma heyecanlanmış öne geçmiştik önde olduğumuz veya Fen soruları çözdüğümüz sırada kıza dönüp bakma şansı yakalayabiliyordum ki döndüğümde ona baktığımız fark edip salonun tavanına, bakılacak herhangi bir şeyin olmadığı yerlere çeviriyordu gözlerini. Bayaaa hoşuma gitmişti bu durum. Yarışma bittiğinde ise bir soru farkla yenilip finale çıkma şansını kaybetmiştik.

10 saniye kadar duruma üzüldükten sonra sahneden inmek için merdivenlere yöneldim. Okuldan hocalarımız teselli için merdiven başında yüzlerinde;olsun seneye girersin sınava bakışıyla izi beklemekteydiler. Güzel yarıştınız cümlelerine teşekkürler dediğim sırada kızla burun burun gelmişiz. Garip bir adrenalin patlaması oldu, kalp atışlarım hızlandı, görüntü yavaşladı sonrada arkamı dönüp ne yapacağımı bilemedim. Yarıştığımız arkadaşları bekleyip salondan çıktığım sırada yine bizim okuldan Deniz yanıma gelip, çok güzel yarıştınız tebrikler gibi cümleler kurduğu sırada benim gözüm kızı aramaktaydı, ne diyeceğimi bilmeden. İzmir Ekonomi Üniversitesinin çıkışına geldiğimiz an Deniz hala bir şeyler anlatıyor bende dinliyormuş gibi yapıp çevremi süzmeye devam ediyordum. Çıkış kapısına gelmeden önceki krişin yanında aradığımı bulmuştum. Dönüp baktım. O zaten bana bakıyordu. Bu sahneleri düşünerek yanıma yarışmada kullandığımız kalem ve az kullanılmış a4 kağıdı almıştım, belki telefonunu falan alırım. Yapamadım yani cesaret bulamadım o an. Dışarıya çıktığımızda bir anlıkta olsa bana dönüktü, bildiğim bütün nefes egzersislerini düşündüğüm sırada hiçirini uygulamadan yanına gidip merhaba demeyi kararlaştıp, adımımı attım ki arkasını dönüp yürümeye başladı. O an içimdeki bütün sesler susmuş ve hep birlikte "Gitme!" diye bağırmışlardı. Gitti. Bizim okul grubunun içine karışıp arar göz servislere doğru yürüdüm. Hala bir umut çevreme bakınmaktaydım. 10 dakika kadar yılmadım hatta bir ara ir arkadaşın anına gidip;

-m: TAKEV`liler gitti mi lan
-Yasin: Napıcan lan
-m: Lazım
-Y: Bütün yarışma zaten kızlar arkamda seni konuştular
-m: Hııı

Sonradan farkettiğim üzere Yasin aradığım kızın tam önünde oturmakta ve bütün muhabbetlerini dinlemekteymiş. Akşam yanına gittiğimde anlatmaya başladı; Arkadamda, ortadaki çocuk(bendeniz) çok tatlıymış diye muhabbetler dönüyodu. Tuncay diye bir arkadaşı varmış ona benziyomuşsun. Sonra ben kıza baktım hoştu güzeldi. (ben o ara birşeyler derim) Ama akşam Emreler de kalacakmış. Bide Alex adı geçti. Son olarakta yanımda oturan sarışın TAKEV`li hoca parmağındaki yüzüğü sorup espri yaptı ortadaki çocuk(ki yine ben) çok tatlıymış dedi.

Yukarıdaki muhabbet sonra gayri ihtiyari TAKEV`den tanıdığın var mı diye sorunca olaylar alevlendi. 4 farklı arkadaşım aracılığıyla TAKEV`den tanıdığı olan insanlar bulup onlara olayı anlatıp TAKEV`de ki arkadaşlarına sordurmak suretiyle gayet yoğun bir çabayla kızı aramaya o gece başlamıştık.

Robot resim çizmedeki kabiliyetsizliğim nedeniyle tam tarif veremeyip ilk seferden elim boş döndüğümde buraya kadarmış deyip daha fazla aramamaya karar vermiştim. Ta ki Cumartesi günü gelene kadar. Cumartesi günü yarışma YENİ ASIR TV`de yayınlanacaktı. Gayet heyecanla beklerken o günü; internet sitelerinde Nasıl İzleyebiliriz? bölümünde belirttikleri; Uydu yayını, internet yayını ve D-Smart yayını çalışmamaktaydı. Arama çalışmalarımın sonuna geldiğimi düşünerek arkadaşlarımı arayıp hem kafam dağılsın hemde olaya konsantre olmayayım diye buluşma mekanını söylemiştim. Tam o sırada bir mesaj ile sarsıldım; Hakan Mutlu`da Yeni Asır varmış izliyormuş yarışmayı - Doğukan. Bir sevinçle Hakan`a ulaşıp olayı anlattım, sonrada kızın yerini tarif ederek fotoğraf çekebilirsen bana gönderirsin dedim ve dışarı çıktım. Hakan yarışmayı izlemeyi bırakmayı düşündüğü ve elini sürekli havada tutmaktan yorulduğu sırada beklediğimiz sahne gelmiş ve yazının başındaki fotoğrafı çekebilmiş. Kendisine bir daha teşekkürlerimi iletiyorum buradan.

Fotoğrafı yine belli kişilere göndererek sadece ismini öğrenmeye çalıştığım sırada son çare olarak yarışma esnasında adı geçen ve Özel TAKEV Anadolu ve Fen Lisesinde araştırmalarıma göre tek Emre`yi Facebok üzerinden ekledim. Onu eklemeden önce ise yaklaşık 300 farklı TAKEV öğrensicinin profillerine 5-6 tur tekrar tekrar bakarak umut fakirin ekmeği anlayışıyla aramaya devam ettim. Emre beni kabul ettikten sonra arkadaşlarına göz atmak hiç içimden gelmedi çünkü bütün TAKEV`e baktığımdan emindim. Şimdi karşıma gelseler hepsinin adını söyleyebilirim öyle idman yaptım bu sırada. Neyse ki buişte yalnız değilim Hasan, Emre`nin arkadaşlarına bakmak suretiyle aradığımız kızı bulmuş ve bir akşam vakti bana göndermiş.

Sabah gelen mesajı gördüğüm bir kaç tur evi turlayıp ne yapacağımı düşündüm ki hala düşünmekteyim neyseki hayat daha uzun ve güzel

Bir hediyenin hazin hikayesi



Doğum günü 17 Mayıs olan shit out of me`nin doğum gününü kutlamak üzere 2 gün sonra bir tuval almak suretiyle hazırlıklara başlamıştık. Birgün sonra Ogun`un evinin müsait olması sebebiyle asıl hazırlıklara 20 Mayıs günü başlayacaktık. Bugünek kadar shit ile iletişime geçmeyerek kendimizce çok eğleniyorduk. 20 Mayıs günü öğle vakitlerine geldiğimizde guaj boya takımızı alarak Ogunlerin salonuna oturduk. Işın kılıcı, üzerine resimler yapıştırdığımız motor kaskı ve kızıl ferili kaskından sonra gelen yaratıcı fikrimiz resim yapmaktı anladığınız üzere. Fikir güzeldi ama küçük bir sorun vardı; hiçbirimiz resim derslerini tam dinlememiştik. Temel çizim derslerinden aldığımız şekilleri uygulayarak, ne çizdiğim önemli değil zaten çizmemiz önemli diyerek kendimizi gayet güzel avutabiliyorduk.

Anarşi işaretini, imzamı ve hediye paketimi gayet güzel çizemeniştim. Ama çokta önemli değildi benim için, boyu değil işlevi mantığı. Daha sonrasında Ogun kendi bölmesine uğur böceği çizmeyi planlayıp hazırlıklara girişti.







Son olarakkta Hasan kendi kafasına birşeyler yaparak garip ama güzel hediyeyi bitirdik gibi son kareyi dolduracak arkadaş geldiğinde ise hediye tamamlanıp rakı masasına oturulunacak.

Fikir güzeldide sonucu berbat oldu - Hasan

Sansüre karşı yürüdük panpa



Körfez dershanelerinden çıkıp, sansüre karşı yürüyecek olmam başlı başına tezatken, üstüne birde hocalardan başlayıp anneme kadar süren bir yalan fırtınası yaratmam bok gibi bir günün habercisi gibiydi. Bozuk kentkart yükleyiciden umudu kesip yaklaşık 500 metre yürüdük yolda kalmamak için, maratonun başlangıcıymış. Gelen 90 nolu otobüse bindik; meşhur buluşma noktası Sevinç Pastahanesinin yerini bilmeden. 6 yıldır İzmir`de yaşıyor olmama rağmen hala oraya nasıl gidileceğinden bir haberdim, sadece ben olsam gene iyi Hasan`da bir habermiş. Neyseki otobüsteki yürüyüşçü tipli elemanları izleyerek yolu bulduk.

Yürüyen grup 1.000 kişiden fazlaydı belki 2.000 bu kadarını bekleyen yoktur herhalde incisözlükten tutun 70 yaşındaki teyzelere kadar herkes vardı. İzmir kolektif bir birliktelik içindeydi sevgili çekiç orak severler. Grubun arkasında dahil olduğumuz yürüyüş grubun geri dönmesiyle aşa geçmemize neden oldu. Başa geçtikten sonra sloganlar;

- Sansürsüz Türkiye, AKP`siz Türkiye
- Bu modem internete girmeyecekte nereye girecek

şeklinde devam ederken ciddi bir olayın içinde olsakta gayet eğlenmekteydik, özelliklede pankartlar kahkaha attırır cinstendi. Grupla birlikte Gündoğdu meydanına çıktığımızda hiçbir şey duyamamızdan ileri gelen bir can sıkıntısı oluşsa da topluluk dağıldıktan sonra incisözlükten elemanlarla baya eğlendik.

- Sansüre hayır, dedelere özgürlük
- Kaç yapar?
 40 yapar

Daha aklıma gelmeyen bir sürü slogan ve pankartın içinde gayet eğlenceli bir gündü ama şu an itibariyle Seli`nin attığı mesajlara klavyeyi yumrukluyarak sinirleniyorum.

soL.org.tr`ye poz bile vermişim(soldaki Yolla Panpa)

Hasta halime bir hal geldi

(Videonun isminin böyle olmamasını arzu ederdim.)

Behza t Ç`nin yeni bölümünü izlerken yukardaki kesitinde bana bir hal geldi. Dışarı çıkıp önüme ilk çıkan dişiye delicesine aşık olmak istedim. Sonra vazgeçtim. Daha sonra kendime hak verdim dışarı çıkmak üzereydim ki tekrar vazgeçtim.  Mr. Nobody`nin kalan kısmını izlerken birden kendimi dışarda buldum. Kararlıydım, kararlaştırdığım şeyi yapmayada oturduğum mühiti istatiksel olarak gözden geçirdikten sonra eve geri dönmeye karar verdim.

En sonunda 3 haftadır beraber yaşadığım elemanlardan birine küfretmeye başladım. Inception`da hissettim kendimi. Adamın, beraber yaşanayan 5 liselinin üçüne kız ayarlama çabası içerisinde sarf ettiği 2 cümlesine kendimi sevgi fakiri hissetmiştim. Bu kız ayarlama işinde nedense beni es geçmiş olsun artık önemli değil, bna gelen hali atlatmayı başardım. Yine eskisi kadar huzurluyum.