Official Live: 101 Proof.


1997de çıkmış, görebileceğiniz en iyi canlı performans kayıtlarından biridir. Dün yayınlanışının 13. yıl dönümüymüş. Şu yalnız, biçare köy günlerimde mp3`ten açıp "Becomingğğrrtthh" diye çığlıklar atarken, bunu görünce Pantera sevgimi dışa vurmak istedim. Grubun büyüklüğünü, barındırdığı elemanların sağlamlığını, şu an metal dinleyen 15-20 yaş aralığındakilere ne gibi yararları olduğunu anlatmama gerek yok. Bundan sonra size düşen albümü edinip (bknz:http://amzn.to/dzpl0B), evde yalnız olduğunuz bir vakitte dinlemek. Diğer türlü kendinizi duvarlara vururken, odaya biri girince uzun zaman deli muamelesi görüyorsunuz. Demedi demeyin

Tembellik is-ti-yo-rum-!




İsyanlardayım

İzmir'in sıcağı
Düğün telaşı(ki geçti çok çükür)
Yaklaşan üniversite sınavı




Evet söylemesi kolay sanıyorsun. Yok arkadaş yok içimden tembellik yapmak geliyor. Bu kelimelerin her bir harfinde binlerce yük varmışçasına çöküyor üzerime yatak altı canavarımı özler oluyorum. Sözde bir sürü kitap almıştım bu yaz sadece 4 kitap okudum okul bitince şimdi ise okumam gereken bin tane test kitabı var önümde. Yani "yapıp da yapamadıklarımız" kategorisi ikinci maddesi. Ayrıca klişelere hoşgeldiniz.

Benim yazla olan ilişkim Hamletle Ophelianınki gibi olacak ne zaman nerde ne ara bitti anlamayacağım birbirimizden habersiz doğmak üzere ölecek birimiz;
III.perde II.sahneden alıntı;
Ophelia:kısa sürdü lordum
Hamlet:kadın aşkı gibi.

Evet gecenin bu saatinde nereden nereye geliyorum deliliğin belli bir saati yok ya yazıyorum işte. Ne yazıyordum hah tatil diyordum bitiyor -damn it!- eminim şu an listeler sıralarsınız önüme *yapıp da yapamadıklarınız diye sorsam hatta top5 seçmenizi istesem zorlanırsınız kesin. Hatta güzel bir tatil geçirmiş olmanıza rağmen doymak bilmez maymunlar -bkz:Yavuz Çetin- olaraktan yine de sıralar dururuz maddeleri.

Maddeler dedikte aklıma bi arkadaşımın bi aralar bana okuttuğu bir yazı geldi. Garfieldın tembelliğinden söz ediyordu küpürde Öncel öziçer ve sıralamış 10 Garfield tembellik maddelerini;

İnsanlar yorgun doğar, dinlenmek için yaşar
Hayır, hiçbir zaman dinlenmiyoruz. Dinlenmek için hep kıçımızı yırtıyoruz. Hayatta dinlenmek için atladığımız her level yeni bir zorluk getiriyor bunun ucu yok denizde açılmış deliği kapama misali çalışıyoruz. İşte bu noktada koygöteizm devreye giriyor -hell yeah!- bazıları diplerde denizdeki deliği kapamaya çalışırken, yukarıda rahatça yüzen insanlar da cabası (cabası kelimesinin buraya uygunluğunu merak ediyorum doğru mu oldu acaba ama içimden bunu yazmak geldi) neyse uzatmayayım benden selam olsun denize günü-birlik gelen koygöteistlere! (bkz: benden selam söyle anadoluya)

Çalışmak yorar
Neler oldu neler! Bizim 18inde düğün vardı ablam evlendi. Fakar çilesini çekenlerden biri bendim sadece 50 lira kapabildim artı elbise ve başka şeyler falan filan sağolsunlar ama tabi bütün çeliler o iki güne değdi :) şimdi bunun düğünü var diye evde ben her gün iş yaptım bu bana nasıl ağır geldi anlatamam evet abartıyor olabilirim ama günlerce çalışmaya alışkın değilim boynuzlarıyla dünyayı taşıyan öküzü anıp durdum ama ev kadınlığı nasıl olunur onu öğrendim idmanlıyım en azından evde kalmam -evlenmek istediğimi de nereden çıkardım orası ayrı

Gündüz dinlen ki gece rahat edesin
Geçen sene olsa sabahtan akşama kadar uyuduğum için tam not olırdım. Bir zamanlar geçen sene sabah 4lere kadar çetleşirdim şimdi ise sayılı açıyorum MetAa bilir.

Yatağını kendin gibi sev, içinden çıkmayacağın gibi yap
xx'inci klişe: nasıl olsa akşama yine uyuyacağım niye düzeltiyorum ki? Bu cümleyi kurmayan el kaldırsın. Bir de şu mantık var: Tatildeyiz yaa tatilde de mi yatak düzelteceğiz. Mantığını yidiğim evlat seviyorum seni.

Yarın yapabileceğin işi bugün yapma
Kesinlikle ertele mesela ben annem yengem anneannem üçlüsü farklı zamanlarda bana çamaşırı asmamı söyledi. Ben asmadım inadım inat. Sonra bi baktım biri paşa paşa yapmış. Bir de bazen aklıma yazacak bir konu geliyor zaten kötü yazıyorum dursun bi kenarda sonra yazarım dediğim çok olmuştur -hoop yapıp da yapamadıklarımız bingooo-

Bugünün işini yarına bırakma
(bkz:bir üstteki madde)

Dinlenen birini görünce otur ona yardım et
Biz o kadar melek insanlarız ki yardım etmeyi çok severiz. Yataklar, koltuklar, banklar, çimenler... cennet yeridir bunlar. Zaten cennetin kapısı çoğu zaman odamın kapısıdır benim için. Odamda gece yatıp tavana hiç düşünmeden mal mal bakmayı ciddi iş bilirim. Ben tavanın beni ele geçirebilme ihtimalini sevdim...

Oturman mümkünse ayakta durma, yatman mümkünse oturma
Bu pozisyon ya tv izlerken ya da pc de film seyrederken çok yaşanır. Pcde film izlerken ilk koltuğa otururum o sıralar dikkatle izlerim sonra yastık arar sırtıma koyarım sonra yastık meğersem başımın altındaymış. Meğersem ben yastıkla başım arasındaki çöpçatanmışım. Eğer uyumadıysam film çok güzeldir.

Tembellikten kimse ölmez
Bence dolaylı yoldan ölebilir. Çalışmaz bir yere kapak atamaz para kazanamaz ağzı kokar açlıktan ve an gelir Şahıs ölür! Tabii ballıysan ekmek elden su gölden durumları olabilir hayat işte ruhunu satma ona yeter.

Çalışma isteği duyunca bir yere otur ve isteğinin geçmesini bekle
Beklemeyebilirsin, bu sıralar iyi bir şey. Öküzcük önünde gireceğin bir sınav var insan biraz olsun düşünür. Mesela evde işler var 'annecim yaa sınavım var çalışıyorum' dersin olay biter (ailenizi nasıl eğittiğinize bağlı olarak değişebilir) bak çalışmak o kadar da kötü bir şey değilmiş kolumuza daha altın bilezik takmazken elimizekileri silah olarak nasıl kullanacağımızı öğretmedi mi hayat bize. Harbi bu da xx'inci klişe kolunda altın bileziğin olsun bir meslek edin kendine (bu cümledeki anlatım bozukluğu nedir bence MetAa hepimizden önce bildi red kit misali ee adam çalışıyor beyler :D )

İşte bir yaz geçip gidiyor
Öyle bir yaz ki bu, bodrumda can çekişen kedi gibi
Evet bu yaz can çekişiyor benim için
Yazı da bitmek için...



bu hayvanı seviyorum




Utanıyorum

Bu bir özür yazısıdır.


4-5 ay önce MetalTR köşe yazarı alımı başlatmış bende bir heyecanla hemen atılmıştım. Tek konuşmada içinizin ısındığı insanlardan biri - Asuman Abla-  yazımı beğenip, Karanlık Odada Yayınlanmasına ön ayak olmuştu. O yazıdan sonra ben iyice hırslanıp ayda bir kaç yazı yacacak duruma gelmiştim ama nafile. Birkaç yazı yazdıktan sonra kendi sitemde işlerim yoğunlaşmıştı yani bütün işler bana kalmıştı. Haber gir, takımlarla ilgilen, video ekle, inceleme yaz, anket düşün vs. Sonrada sınavlarım başladı. Asuman ablanın bana güvendiğini biliyorum ama eşeklik ettim. Yazın yarın elinde olur dedim, yazmadım. Yazıları aksattım. Kendimden utanıyorum. Sözlerimi tutmadığım için 2 kere utanıyorum. Asuman ablanın güvenini boşa çıkardığım için kaç kere utandığımı bilemiyorum bile. Az da olsun vicdan azabımı gidermek için yazıyorum bu yazıyı. Eve dönünce elimden geldiğince MetalTR`de aktif olma ya çalışacağım, haber olsun yazı olsun. Son olarakta bir eşek olarak af diliyorum. 

Son olarakta yazıma tıklayında hit gelsin ucundan: http://www.metaltr.net/Kose_Yazilari-op-viewarticle-artid-249

Orta yaşlı bilgisiyar sahiplerine sesleniyorum

 
Orta yaş sendromundan mı, yoksa babaç, anaç duygularla her şeyi bilirim psikolojisiyle mi bilemiyorum, orta yaşlı insanlar bilgisiyar başına oturduklarında tırtılken kelebek oluyolar, böyle hızlı evrilen bir canlı daha yoktur. Orta yaşlı bilgisiyar sahipleri sakin olun bilgisiyarınızda virüs yok, internetin hızını düzeltmek için format atmaya gerek yok, elektronik aletler durup dururken bozulabilir, CD-Room`un içine cd koyulduğu için bozulduğu görülmemiş fakat tarafımdan işitilmiştir, ekran kartı monitörde değil kasanın içindedir, Windows Doctor, PC Check Up gibi programlar virüs değil, kullanılmayan cookies gibi dosyaları siler, hardiskin oyunla dolu olması bilgisayarı yavaşlatmaz. Derin bir nefes alın, klavyeden mousetan elinizi çekin, sandalyeden kalkın sahile atın kendinizi rahat bırakın güzelim aletleri.

Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde

 İnciciler için özet geçiyorum: Sıçtım hemde tam 1 ay boyunca.

Başlığın konumuzla alakası yok ama olsun yinede yazmak istedim. Ebevynlerim tarafından zorla köye sürükleniyorum (Köy: Niğde merkeze bağlı Tırhan ve Konaklı köyleri). 3 saat sonra otobüsümüz kalkıyor. Tam 12 saat yol sürecek. Yazması kolaymış ama geçmiyor yol. Bütün klasik thrash metal albümlerini dinleyebileceğim uzunlukta bir yolki belli bir süreden sonra onlarda sıkıyor. Tom Araya ölsün istediğim olmuştu bir ara. Hangi firmayla gideceğimi bilmiyorum. Umarım İnci değildir. Niğde`ye giden böyle şaka gibi bir firma, MAN marka otobüslerinlerinde uyumak imkansız. Geçen sene kuzenim nasıl olduda uyudu bilmiyorum ama ben bel ağrısından koltuğun üstüne çıkıp, Doggy Stayla uzun bir süre yol almayı denemiştim. Evet tahmin ettiğiniz gibi sadece ben ve şoför uyumuyorduk. Hatta tam o sıralarda otobüs makaslara girip tek şeritli yollarda araba solluyordu. Az önce gelen son dakika haberine göre Aydoğanlar adlı güzide firmamızla gidecekmişiz. Geçen seneki otobüsün aynısından bunların filosundada var. 51 DH 404, 51 DH 404 plakalı aracın sahibi bunu başka firmaya satsın derhal.

Köye gidince yapılacaklar listem: Köyü fotoğrafla, kısa film çek, gitar çalış ve en can alıcısı Düğünlerde kız kes. (Tamam küçük bir itiraf; köylü kızı fantezim var). Tam 1 ay kalacağım yerde bunları yapmam zor olmayacak heralde. Kendime hatırlatma notu düşüyorum: Kapriyle birlikte parmak arası terlik giyme gay muamelesi görüyorsun. Kapri, parmak arası terlik ve fotoğraf makinesinin sonucunda neler olacağını kestiremiyorum bile. En fotografik yer olan eski Rum Kilisesine giden yolun kahvehanenin önünden geçiyor olması tabi riskleri oldukça arttırıyor. Belki Norveç`li turist taklidi yaparım. Neyse çok umrumdada değil gay muamelesi görmek en fazla 10 saniye göreceğim adamlar tarafından. Eğer planladıklarımı yapabilirsem fotoğrafları ve kısa filmimi sevgili blogcumun üzerinden sizlere ulaştırırım.(Bir an heyecanlandım)


Kısa kesiyorum. Sayın ve sevgili okurlar (okuyan var mı hala şüphelerim var) ben tam 1 ay yokum. Sizleri özleyeceğim. Belki arada köydeki internet kafeden girip kolaçan ederim ortalığı. Bunun içinde kesin birşey yok tabi. Sevgiler saygılar esenle kalın efenim.

İstek üzerine bi kaç foto dahası eve dönünçe, umarım senaryosuz başlayan kısa kısa filmimde biter:



Bu kadar da olmaz

Geçtiğimiz sabah televizyondada izleyecek birşey bulamayınca, saat 1 sularında uyumaya çalışıyım deyip yatağıma doğru yol aldım. Aldım almasınada uyuyamadım. Ne olduğunu fark edemeden saniyeler içinde 10-15 farklı şey düşünebiliyordum o onlarda. Uyumaya çalışmaktan sıkıldım, geri televizyona döndüm. e2`de SeaSick Steve`i keşfetmemi sağlayan, BBC`de yayınlanan Later With Jools Holland Show var. Acaba dedim yine mükemmel birini daha mı keşfedeceğim hissiyle yayıldım koltuğa. Sunumuz Jools grupları anons etmeye başladı; Sway adında İngiliz bir rap topluluğu, İlk defa televizyona çıkıp ilk albümlerini tanıtan Amerikalı bir grup - sanırsam country tarzı bir müzik yapıyorlardı-, Nicole adında Eurovizyon şarkıcısı, King of Leon adında yine çokta ünlü olmayan - en azından ben bimiyorum- rock topluluğu, Fransa Devlet Başkanını eşi Carla Bruni ve San Fransisco`dan Metallica. Later With Jools Holland`a çok ünlü grupların çıktığını biliyorum ama karşımızdaki grup Metallica. En azından bir ağırlıkları olmalı. Tamam hepimiz biliyoruzki bu yaşlı amcaların son zamanlarda dini imanı para oldu ama yapılcak iş mi bu?

Program 2008 yılında yayınlamış, ben ise geçen gün izledim keşke izlemeseydim. Metallica`nın düştüğü halleri görmeseydim. Çoğunuza göre albüm pazarlaması olup, çok normal birşeyde olsa, benim için hayal kırıklığıdır. Demem o ki eğer siz Metallica`ysanız albüm satmak için Beyaz Show`a çıkmazsınız.